Bazen
kendini adarsın ya işte bu hayatımın aşkı diye…
Bağlanırsın
ya derinden hiç çözülmeyecekmişçesine…
Gün
gelir de o ip kayar ya parmaklarının ucundan…
Uyanırsın
dilin susar gözlerin kavuşmaz…
Bakakalır
gözlerin hayatın derinliğine…
Boşluktasındır
şimdi…
Ne
sağa bakar o gözler ne de sola…
Bazen
yaşlar akar gözlerinden bazense içine akar inceden…
Ben
ne yaptım da hak ettim bunu dersin…
İsyan
edersin varlığına da yokluğuna da…
Günlerce
çıkmazsın evinden, saatler geçmek bilmez…
Kısacık
hayatta ne varsa unutursun birden…
Gözlerin
görmez kulakların duymaz olur…
Ne
varsa hayata dair içinde hepsi aşkın bittiği anda takılı kalır…
Saat
hep 2’yi vurduğunda o an'ı hatırlarsın…
Derdine
derman bulmaya takatin kalmayıncaya dek ararsın…
Sonra
döner bir bakarsın ki…
Geçmeyen
saatler o kadar fazlalaşmış ki…
Farkına
varamamışsın aylar geçmiş…
Birden
irkilir ve kendine gelirsin…
Varlığını
hissedersin…
Her
şey ağırlaşır birden sonrasında bir durgunluk…
Ardından
gelen sesler kulaklarında mana bulur…
Anlarsın
ki bazı şeyler zamanın derinliğinde bulmuş dermanı…
Pişman
olursun akıp giden zamanı kaybettiğine…
Ama
üzülmezsin çektiğin acılara…
O
acılardır zamanda sana dermanı bulduran…
Sonra
vazgeçersin nitelemekten yaşananları dert diye…
Anı
olurlar birden ya da yaşanması gereken birer deneyim…
Döner
bakarsın usulca arkana…
Hayatına
kattığına ve senden alıp götürdüklerine…
Anlarsın
ki kaybettiğin hiç bir şey yok aslında…
Yaşanması
gerekmiş…
Olmuş
ve bitmiş…
Gün
gelir yelkovan 2’yi bulur yine…
Ama
sen dönüp bakmazsın…
Bilirsin
ki yelkovan hep 2’yi bulacak…
Ama
sen kaybettiğin 2’yi bulamayacaksın…
Gökay Hamdi ŞENEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder